Behçet hastalığı en çok yurdumuzda, Japonya’da, Akdeniz ülkelerinde ve ipekyolu kuşağında görülen, başlıca gözde üveit, ciltte (genital bölgede) ve ağızda (aft) tekrarlayan ülserlerle kendini gösteren bir hastalıktır.1937 yılında ilk kez Prof.Dr.Hulusi Behçet tarafından tanımlanmış olan ve dünyada bir Türk bilim adamının adıyla anılan tek hastalıktır.Yurdumuzda görülme sıklığı 8-30/10.000 (ABD’de 1/300.000)dır. En önemli organ tutulmalarından biri olan gözdeki iltihaplanma hastaların yarısında tespit edilir. Gözde kanlanma ve bulanık görme şeklinde kendini gösterir. Erkeklerde ve genç kişilerde göz hastalığı daha sık ve seyri daha ağırken, kadınlarda ve yaşlılarda ise daha seyrek ve hafiftir. Gözdeki belirtileri, değişik şekillerde olabilmektedir.
Hastalığın ilk tanımlanan bulgularından biri hipopiyon’dur. Göz tutulması bulunan hastaların ancak %10-20’sinde körlüğe kadar gidebilen ağır bir seyir söz konusudur.
Günümüzde bağışıklık sisteminin çalışmasını değiştiren ilaçların kullanımıyla Behçet hastalığında körlük %80’lere varan oranlarda önlenebilmektedir. Bu nedenle hastaların hiçbir yakınmaları olmasa da detaylı bir göz dibi muayenesi ve gerekirse FFA ve diğer ileri tetkik yöntemleriyle, konuyla ilgili bir uzman tarafından değerlendirilmesi önemlidir.